Wednesday, December 21, 2011

BRAINSTORMING WEEK FOUR : IRMAK İPEK ALTIN




Merhaba Irmak İpek ,

Bu haftaki BRAINSTORMING ismi sensin.Seninle bir sürü farklı konudan konuşabileceğimin farkındayım ve ilginç bir sohbet çıkacak karşımıza, o zaman başlıyalım ..


G:
Evet en çok merak ettiğim sorumu hemen soracağım , sabahları uyandığında kıyafetlerini nasıl kombinlersin ? Yani bunu , ne gibi dış faktörler belirler ?


I :
Hava, coğrafya, sıcaklık, belki ilham bir şeylerden ve ne kadar güzel hissettiğim belirliyor genelde. Bir de iş görüşmelerine nasıl bir şekilde gitmem gerektiği net olarak veriliyor bana, ben de o kurallara giyinmek zorunda kalıyorum bazı günler. Kulağa kötü geliyor ama bu bazen – mesela giyinip süslenmenin içimden hiç gelmediği  günlerde – gayet yardımcı ve süper bir şey olabiliyor.


G:
  Yeni bir fotoğraf çekimin var, herşey sana bağlı tüm konsept, ışık, mekan ..nasıl olmasını isterdin ?   
       Yanına bir manken daha alabilme ihtimalin de var..

I: Bu aralar analog makine ile çekim yapmak ve karanlık oda sihiri kulağa çok hoş geliyor. Karadeniz de fotojenik bir bölge, orada bir çekim yapmak isterdim. Muhtemelen fazla oksijen ve endorfinden kafayı sıyırırdım , çekim yalan olurdu.


G:
 Gerçekten zevk alarak yaptığın şeyler nedir? İşinde yada normal hayatında..

I: Poz vermek, şarkıların sözlerini saçma sapan değiştirerek şarkı söylemek, değişik çaylar yapmak, yeni insanlarla tanışmak, gece yürüyüşleri, resim yapmak, fotoğraf çekmek, internette araştırma yapmak, herhangi bir DIY işi, sabah erken kalkıp müzik dinlemek, rakı masasında arkadaşlarla toplanmak, akşamları evde yemek yapmak, Akhisar’a anneannemin evine gidip biraz kafa dinlemek, annemi dikişle meşgulken izlemek, daha az çöp çıkarmak, yeni bir el becerisi geliştirme çabası, hiçbir şey yapmamak ve duvarları izlemek. Yazdıkça saçmalaşıyor çünkü çok var; bu aralar kanaviçe var mesela. Ayrıca yalnız metro ile şehirde ulaşımımı sağlayabilmek beni çok mutlu ediyor.


G:  
Senin için “IN “ veya “NEW” nedir ?

 I : Rahat bir yaşam ve alçakgönüllülük.


 G:
Her zaman giyinmekten bıkmayacağın bir kıyafet stili var mı ?


I:
En çok “Okul Kızı” modunda giyiniyorum sanırım. Saçlarımın rengine 60lar daha çok yakışıyor fakat ben yine de 70ler tarzı kıyafetler giymekte ısrar ediyorum. Her iki dönemin kıyafetlerinden bol bol var; ailemin anne tarafı dokuz kız kardeş ve genelde hepsi el dikimi. Onları “restore edip” giyiyorum.


 G:
  Senin ”MODA” n nasıl birşey ?

 I : Bu aralar hayalimdeki kıyafetlerin hatırlattıkları: 60lar sonu Burda dergileri, eskimiş incelmiş kumaşlar, siyah cigarette pantolon, hatırası olan parçalar, güçlü ve kararlı kızlar, arkadaşlık, elde örülmüş kocaman kazaklar, yuvarlak burunlu hafif topuklu dizaltı botlar, cow-girl, saçma sapan çoraplar, zencefilli limonlu çay, Brigitte Bardot, kedigiller, narçiçeği kırmızısı ruj, dantel, kurdele, fisto, patchwork ve bilumum narin işlemeler, tadilat, Dr. Martens ve bu aralar şu şarkı

 G:
“FASHION“ kelimesinin her harfiyle kendi moda anlayışını oluştur.
     
  I:  
arklı olduğumuzu göstermek için çok uğraşıyoruz
      A nnem
      S eason of the witch
      H avalı olmaya çalışıyorum
     "I am invariably late for appointments - sometimes as much as two hours. I've tried to change   
      my ways but the things that make me late are too strong, and too pleasing."
 -Marylin Monroe
      
kula giderken sabahları daha fazla uyuyabilmek için üniformamla uyumuşluğum çoktur, ama bunu
       herkes yapar zaten değil mi?
      N onchalant kelimesinin karşılığı: kayıtsız fakat K harfinde olmadığımız için...


     

Irmak İpek Altın'ın blogunu ziyaret edin : 
http://irmakipekaltin.blogspot.com/ 

No comments:

Post a Comment